24 Nisan 2015 Cuma

Çocuğunuz şiddet davranışı geliştirmesin istiyorsanız (1)

Çocuğunuz şiddet davranışı geliştirmesin istiyorsanız (1)

 

Yaşı fark etmiyor çocuğunuzun, bir öfke, bir şiddet, bir kızgınlık! Bazı ailelerden gelen sorular üzerine bu konuya yazayım istedim bugün. Çocukta şiddet davranışı ortaya çıkmasın diye neler yapabilirsiniz?

Baba, anneye bağırıyorsa; anne, köşelerde ağlıyorsa?

Anne, çocuğuna kızıyorsa; hızını alamayıp dövüyorsa?

Dede, ananeyi her seferinde tansiyon krizine sokuyorsa, sofradaki tuz eksik diye kıyameti koparıyorsa?

Mağazalara girildiğinde, istekleri yerine getirilmeyen çocuk, rezalet çıkmasın adı altında eninde sonunda amacına ulaşıyorsa?

Evde izlenen filmlerde, sorun çözme yöntemi olarak hep şiddet gözlemleniyorsa?

Sokaktaki amcalar, yol üstünlüğü veya park önceliği için, kulakları tıkamamız gereken türden küfürler savuruyorsa?

En doğal davranışlar, öfkeyle karşılanıp, üzerine şiddete maruz kalıyorsa?

Yere düşen bez parçası "Allah kahretsin yaa, ne düşüp duruyorsun?" gibi ilginç ifadelerle tekmelenerek ayakla yerden alınmaya çalışılıyorsa?

Temizlenen evin doğal yollardan yeniden kirlenmesinin bedeli, çocuğun darp görmesi olarak kendisine dönüyorsa?

İki kardeş kavga ederken, onları ayırmanın yegane yolu her ikisine de şiddet uygulayıp, ağır hakaretlerle odaya kilitlemek oluyorsa?

Aşılabilir en ufak zorluklarda, yetişkinlerin asılan suratları, ağızlarından çıkan çirkin sözler, gözlerinden fırlayan şimşek bakışlar çevreyi kuşatıyorsa?

Konuşarak sorun çözülebileceğinin, doğru anlarda doğru tavrı koymanın her zorluğun üstesinden gelebileceğine dair şirin hayatlar azalmaya başlamışsa?

Nereden öğrenecek bu çocuk şiddetten uzak yaşamayı..?

Anne-babanın arasında güven sevgi dolu bir yaşantı olmalı ki çocuk önce ailede görsün sevgi dilini. Merhameti, güler yüzü, birbirine bakarak mutlu olmanın ne demek olduğunu. Kırılan ümitlerin, olası sorunların çözüm noktası olmalıdır "ilişki"nin kendisi. 

"Hayat bu! Her türlü zorluğu olacak illa ki, ama biz eleleverirsek hepsinin üstesinden geliriz." anlamına gelen davranışlar hakimse evinizde, çocuğunuzun şiddete başvurmasına fırsat olmaz. 

Anne baba arasında sevgi olmayabilir. Günümüz aile yapısında çok karşılaşıyorum ben. Sizler de bilirsiniz, hatta belki en yakınlarınızdaki insanlarda vardır, şahitsiniz. Evli kişiler birbirini sevmiyor. Sevdiğini zannediyor; ama bence yeterince sevmiyor. Hatta çoğu evli çift, birbirine soğuk ve uzak olduğunu kabul ederek aynı evde yaşıyor. 

Çiftlerin uzak ve yabancı olmaları ayrı bir sorun o konuya hiç girmeyeyim, bir de cahillerse işler fena. Çünkü sevgi olmasa bile davranış kontrolünün olduğu, kadın ve erkeğin birbirine ortalama normal davranışlar sergilediği ailede büyüyen çocuk şiddete başvurmaz.

Bunun tam tersi aileler de var. Güya kadın ve erkek birbirini çok seviyor, inanılmaz aşık, ama sürekli kavga ediyor. Haftanın belirli günlerinde kavga etmek, hiçbir şey yok gibi tekrar barışmak onlar için nefes almak gibi doğal hale gelmiş sayılıyor. Bu tip ailelerde de çocuk dengesizleşir tahmin edeceğiniz gibi.

Şiddetin az olması ve öfkenin çocuğunuz için tek yol olmaması için ilk kural; evde birbirinize olan davranışlarınız ve çocuğunuza karşı geliştirdiğiniz davranışlarınızın tutarlı olması. 

İki gün moralim iyi, keyfim yerinde çocuğa tahammüllü davranıyorum; üç gün sonra stresliyim ve hırsımı çocuktan çıkarıyorum tarzındaki dengesiz davranışlar, evladınızın kafasını karıştırır. Olaylara ve sosyal yaşam kurallarına göre değil, sizin mevsimler gibi değişip duran dengesiz ruh halinize göre davranmaya çalışır. Yani dengesizleşir! 

Çocuğun sakin ve huzurlu olabilmesi, şiddete başvurmaması için evde ılıman bir iklimin olması gerekir. Baştan da söylediğim gibi hayat bu, illaki olumsuz dönemlerden geçeriz. Hatta bu olumsuz dönemler, aile birbirine doğru şekilde tutunuyorsa, elele verirlerse zorlukların üstesinden nasıl gelinebileceği hakkında yaşamsal tecrübe olur. Çocuk görerek öğrenir. Nerde nasıl davranılacağı hakkında pratik edinmiş olur. Demek ki kötü hayat yok, dengesiz davranışlarımızla kötüleştirdiğimiz yaşamlar var.

Çocuk, şartlar ne olursa olsun kendilerini güvende hissetmek ister. Kendisini güvende hissedebilmesi ve diğerlerine güvenebilmesi için, her çocuğun anne-babasıyla ya da bir yetişkinle güçlü , sevecen bir ilişki, bir "bağ" kurabilmesi gerekir. 

Psikolojik destek çalışması yaparken en çok buna dikkat ediyorum. Yani şiddet ve öfke sorunuyla getirilen çocukla mutlaka karşılıklı güven ve sevgi odaklı bir ilişki kurmaya çalışıyorum. Bazen öyle oluyor ki ilk bir kaç seansı sırf onun güvenini kazanacağım, benimle senkronize olabileceği ortama çeviriyorum. Onunla oyunlar oynuyorum, yaşına uygun sohbetler yapıyorum. Seansta birlikte eğleniyoruz. Ondan çok ben keyif almaya çalışıyorum ki; benim huzurlu ve mutlu halim onu kuşatsın. Kendisini, yanımda güvende hissetsin. Odadaki bu abla onu seviyor, onu anlıyor, onun elinden tutacak, bilsin!

Kendisine sevgi ve ilgi gösteren bir yetişkinle böyle bir bağ kuramayan çocuğun, düşmanlık duyguları içinde gelişmesi ve "sorunlu" bir genç olma ihtimali kaçınılmazdır. Bebekliğinden itibaren sağlıklı ilişki kurulmuş çocukların, yetişkin hayatlarında sorunlu/problemli kişi olma ihtimalleri çok düşüktür.

(Yazının devamı var...)

 

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)

Tlf0212 583 00 22- 0533 488 06 00

mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder