13 Nisan 2015 Pazartesi

Sağlıklı iletişim için insan insandan ne bekler?

Sağlıklı iletişim için insan insandan ne bekler?

Sanırım milletçe ayarlarımız bozuldu!

Diyeceksiniz ki niye?

Bir şeyleri alt üst ediyoruz, sonra çevremizde oluşan olumsuz sonuçları görünce, yaptıklarımızın tamamının iyi niyetli ve iletişime dönük çabalar olduğunu söylüyoruz. Var mı öyle iletişim? Kendini kötü hissettiren, ağlayacak hale getiren, karşındakince küçümsendiğini hisseden, beyninin ruhuna balyozla vurulmuş gibi sarsısı şeyin ismi "iletişim" olabilir mi?

Mahvettiğimiz sohbetin, kendimizden soğuttuğumuz ilişkilerin, öneri zannettiğimiz yıkıcı eleştirilerin adı herşeyolabilir; ama "iletişim" asla olamaz sevgili okurlar!

Gün içinde herkes birileriyle iletişim halinde olduğunu düşünüyor. Bana göre iletişim zannedilen davranışların çoğu itişip kakışmak! Bağırmanın adı oldu konuşma, aşağılamanın adı oldu hatayı hatırlatma, dalga geçmenin adı oldu espri yapma, vs. 

Sizlerden mailler geliyor. Sorular, sorunlar dolu mailler. Danışanlarımla çalışırken de aynı konu dikkatimi çekiyor doğrusu. Biraz bu konuda farkındalık kazanalım istiyorum bu gün.

Kibar bir beyefendi hoş bir soru sormuş. Ona yazacağım cevabı buradan yazayım herkes okusun istedim. 

"Mehtap Hanım... sizden yardım almak istiyorum. Çevremde iyi bilinen bir insanım. Ancak iletişim konusunda zorluklarım var sanırım. İnsanlar sanki benden uzaklaşıyor. Güvendiğim kişilere soruyorum 'Bende ne gibi hatalar görüyorsunuz?' diye. Çok eleştirdiğimi söylüyorlar. Oysa ben Allah şahit kimseyi eleştirmiyorum. Eşim, ailem, iş arkadaşlarım hepsi benim eleştirel insan olduğumu düşünüyor. Onları böyle bir kişi olmadığıma nasıl ikna edebilirim?"

Onları ikna etmenin yolu, rahatsız oldukları davranışları yapmamaktan geçer, bu bir.

İkinci olarak söyleyeyim, bir insanın davranışlarını reddetmek, onun nezdinde kişiliğinin reddedilmesi gibi algılanır. Tam da bu nedenle insanlar genellikle eleştirilmekten hoşlanmazlar. Terapötik söylemle dillendirmem gerekirse "Talep edilmeyen yorum saldırganlık olarak algılanır." şeklinde tanımlayabilirim durumu. 

İletişimin iletişim olabilmesi için "alıcı" ve "verici"nin aynı dalga boyunda olması gerekir. Yani kız kıza oturmuş kakara kikiri yaparken birbirimize kurduğumuz cümle "sevimli" algılanırken; aynı cümle başka bir ortamda öğretmenimize söylense "küstahlık/haddini bilmezlik" şeklinde yorumlanabilir.

Demek ki ağzımızdan çıkan cümlenin karşımızdaki kişiyi incitmemesi için duygusal dalga boyutumuzu da iyi kollamamız gerekir. Düşünen eşiniz gün boyu temizlik yapmış, yorgun. Akşam yemeği için uğraşmış. Sofra kuruyor. Birlikte yemek yiyorsunuz. O sırada size göre ters olan bir davranış yapıyor ve siz ona; 

"Hanım... bu yaptığın doğru değil. O öyle denilmez şöyle denilir." benzeri uyura yapıyorsunuz.

Sizce o anda aynı frekansta mısınız?

Hayır! 

Niçin?

Çünkü öncelikle siz vukuatlısınız. Eşinizin gözünde gerekli gereksiz her şeye konuşan, her şeyi eleştiren sıkıcı bir adamsınız. Bu adam, hanımının yorgunluğunu ve içinde bulunduğu sıkıntılı hali anlamadan bir de üzerine davranış düzeltmesi yapıyor! Siz olsanız aynı durumda bu tür eleştiriden hoşlanır mısınız?

İletişim isteyen kişilerin, arı duru iletişim için çabalamasında fayda var. Sorulmadan yorum yapmak, istemedikleri halde onlar hakkındaki fikrinizi beyan etmek, duyduğunda hoşuna gitmeyecek türden sözleri onun iyiliği için söylüyormuş sosuna batırarak ok gibi saklamak iletişim demek değildir!

İyi bir diyalog için karşımızdaki kişiyi anlayıp tanıyıncaya kadar sert uçlu yorumlar yapmamak gerekir. Onu anlamalı, dinlemeli, hakkında yeterli fikre sahip olduğumuzdan emin olduktan sonra yorumlar veya eleştiriler devreye girebilir.Üstelik sizin durumunuzu ele alacak olursak eşiniz, aileniz, yakın çevreniz, iş arkadaşlarınız herkes aynı fikirde ve sizin sivri uyarılar yapan bir insan olduğunuzu düşünüyorlarsa, dönüp kendinize ve tarzınıza göz atmanızda fayda var.

Hz. Ali'ye ait olduğu söylenen güzel bir sözle bitireyim;

"Toplum içinde yapılan nasihat, azarlamaktır."

Sevgiyle kalın...

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman & Psikoterapist)

mehtapkayaoglu@gmail.com

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder