BİR önceki yazımda okulların açılmasıyla ilgili çocuğunuzda oluşabilecek kaygıları yazmıştım sevgili okurlar. Bugün yazının devamını paylaşayım sizlerle.
Okul fobisi, temelde çocuğun annesinden yani güvenli limanından ayrılmasıyla ilgili geliştirdiği kaygıyı temsil eder. Çocuk, anne babasının yanında güvende hisseder, okul açıldığında tanımadığı yabancı insanların yanında gerilir. Dolayısıyla onun kaygısını yatıştırmak istiyorsanız tatlı ve sempatik tavırlar geliştirmenizde yarar var.
Seanslarda okul fobisi nedeniyle çalıştığım pek çok çocuk, kendisi okula gittiğinde ailesi tarafından terk edileceği veya anne babasını eve döndüğünde bulamayacağı kaygısını yaşıyor.
Öncelikle çocuğun güvenini kazanmalısınız. Bilinçaltı güven sorunu olmasa, niye sizin bırakıp kaçacağınızı düşünsün ki zaten. Sizinle ilgili kendisini güvende hissetmediği için, nesnel yakınlık yaşamayı tercih ediyor. Gözünün önünden ayırmıyor sizi. Ve aynı şekilde gözünüzün önünden ayrılmayı reddediyor.
Okula yeni başlayan çocuklar için en iyi yöntem, birlikte okula gitmek ve o sınıftan çıkıncaya kadar bekleyeceğinize dair garanti vermek, hatta sınıfa birlikte girmeniz için baskı yaparsa, bu baskıya yenilmemektir.
“İçeri ben giremem ki… sadece senin gibi tatlı çocukları alıyorlar. Ama ben dışarıda seni bekleyeceğim… ayyyy… kim bilir ne kadar eğleneceksin içerde… seni beklerken ben de eğleneceğim benim tatlı oğlum eğleniyor diye…” gibi sözler işe yarıyor. Çünkü çocuk sizin dışarıda kahrolmadığınızı, onsuz da rahat ve mutlu olduğunuzu bilmeli.
İlerleyen birkaç gün içinde de sistematik olarak evde bekleyip, okuldan almaya geleceğinizi söylersiniz.
Okul fobisi, temelde çocuğun annesinden yani güvenli limanından ayrılmasıyla ilgili geliştirdiği kaygıyı temsil eder. Çocuk, anne babasının yanında güvende hisseder, okul açıldığında tanımadığı yabancı insanların yanında gerilir. Dolayısıyla onun kaygısını yatıştırmak istiyorsanız tatlı ve sempatik tavırlar geliştirmenizde yarar var.
Seanslarda okul fobisi nedeniyle çalıştığım pek çok çocuk, kendisi okula gittiğinde ailesi tarafından terk edileceği veya anne babasını eve döndüğünde bulamayacağı kaygısını yaşıyor.
Öncelikle çocuğun güvenini kazanmalısınız. Bilinçaltı güven sorunu olmasa, niye sizin bırakıp kaçacağınızı düşünsün ki zaten. Sizinle ilgili kendisini güvende hissetmediği için, nesnel yakınlık yaşamayı tercih ediyor. Gözünün önünden ayırmıyor sizi. Ve aynı şekilde gözünüzün önünden ayrılmayı reddediyor.
Okula yeni başlayan çocuklar için en iyi yöntem, birlikte okula gitmek ve o sınıftan çıkıncaya kadar bekleyeceğinize dair garanti vermek, hatta sınıfa birlikte girmeniz için baskı yaparsa, bu baskıya yenilmemektir.
“İçeri ben giremem ki… sadece senin gibi tatlı çocukları alıyorlar. Ama ben dışarıda seni bekleyeceğim… ayyyy… kim bilir ne kadar eğleneceksin içerde… seni beklerken ben de eğleneceğim benim tatlı oğlum eğleniyor diye…” gibi sözler işe yarıyor. Çünkü çocuk sizin dışarıda kahrolmadığınızı, onsuz da rahat ve mutlu olduğunuzu bilmeli.
İlerleyen birkaç gün içinde de sistematik olarak evde bekleyip, okuldan almaya geleceğinizi söylersiniz.
İlk günler sabırlı olun
Çocuğunuzun yaşı ne kadar küçük olursa, durumun düzeltilmesi de o kadar rahat oluyor.
Ayrıca okula sorunsuz gittiği veya ağlamadan geldiği ilk gün, kendi aranızda pasta keserek, tatlı bir mini kutlama da yapabilirsiniz.
Suçlamadan, destekleyerek yardımcı olduğunuzda, büyük ihtimalle birkaç gün içinde kendiliğinden sevine sevine okula gidecektir.
İlk günler sabırlı olun ve okula alışmasını bekleyin. Ama aradan 15 gün geçtiği halde hâlâ zorluk çıkarıyorsa, karın ağrıları, baş ağrıları, kusmaları bitmiyorsa, ders çalışmayı reddediyorsa, okulu ve öğretmenini/arkadaşlarını sevmediğini söyleyip duruyorsa, sistematik olarak neşesini kaybediyorsa, okul saatlerinde artan gerginlikler vs. dikkatinizi çekiyorsa lütfen bize başvurun. Sizin içinden çıkamayacağınız kadar ciddi bir sorun olabilir.
Bilinçaltı güven ve aile bağımlılığıyla ilgili bir süreci, elinizden geldiğince uzaklaştırmaya gayret edebilirsiniz. Elinizden gelenler, sorunu çözümlemeye yetmiyorsa bir uzmandan yardım almayı ihmal etmeyin. Yukarıda da söylediğim gibi, yaşı ne kadar küçükse iyileştirme o kadar kolay oluyor.
…semptomları görmezseniz, önemsemezseniz, ciddiye almazsanız, “Aman canım… nasıl olsa kendiliğinden geçer” diye üzerinde durmazsanız, ilerde başınıza daha fazla iş açacak olumsuz günlere merhaba demiş olabilirsiniz… aman dikkat…
Çocuğunuzun yaşı ne kadar küçük olursa, durumun düzeltilmesi de o kadar rahat oluyor.
Ayrıca okula sorunsuz gittiği veya ağlamadan geldiği ilk gün, kendi aranızda pasta keserek, tatlı bir mini kutlama da yapabilirsiniz.
Suçlamadan, destekleyerek yardımcı olduğunuzda, büyük ihtimalle birkaç gün içinde kendiliğinden sevine sevine okula gidecektir.
İlk günler sabırlı olun ve okula alışmasını bekleyin. Ama aradan 15 gün geçtiği halde hâlâ zorluk çıkarıyorsa, karın ağrıları, baş ağrıları, kusmaları bitmiyorsa, ders çalışmayı reddediyorsa, okulu ve öğretmenini/arkadaşlarını sevmediğini söyleyip duruyorsa, sistematik olarak neşesini kaybediyorsa, okul saatlerinde artan gerginlikler vs. dikkatinizi çekiyorsa lütfen bize başvurun. Sizin içinden çıkamayacağınız kadar ciddi bir sorun olabilir.
Bilinçaltı güven ve aile bağımlılığıyla ilgili bir süreci, elinizden geldiğince uzaklaştırmaya gayret edebilirsiniz. Elinizden gelenler, sorunu çözümlemeye yetmiyorsa bir uzmandan yardım almayı ihmal etmeyin. Yukarıda da söylediğim gibi, yaşı ne kadar küçükse iyileştirme o kadar kolay oluyor.
…semptomları görmezseniz, önemsemezseniz, ciddiye almazsanız, “Aman canım… nasıl olsa kendiliğinden geçer” diye üzerinde durmazsanız, ilerde başınıza daha fazla iş açacak olumsuz günlere merhaba demiş olabilirsiniz… aman dikkat…
Pratik önlemler
Pratik ve uygulayabileceğiniz önlemleri de hızlıca sıralayarak yazıyı bitireyim dilerseniz:
1. Okula gitmediği için çocuğunuzu kesinlikle suçlamayın. Siz onu suçlamaya devam ettikçe o kendisini daha kötü hissedecektir. Ne kadar kötü bir çocuk olduğunu düşünecek, artık evde yeterince sevilmediği hissine kapılacak, kendisini istemediğinize inanacaktır. Bu duyguların tamamı işimizi zorlaştırır. Çünkü size olan bağımlılığı iyice pekişir malesef. Ve okula göndermek için uygulamaya çalıştığınız taktik, elinize ayağınıza dolanır, çocuğu iyice size yapışık hale getirir.
2. Okula gitmek istemiyor diye azarlayıp, tehditler savurmayın.
3. Okula gitmesi konusunda ısrarlı ve kararlı olun. Tabii ısrar dediğim durum, çocuğunuzun önünde diz çöker gibi yalvar yakar davranışları içermemeli. Tatlı ve kararlı bir üslupla okula gitmek zorunda olduğunu, sorun her neyse sizin kahraman gibi mutlaka bu durumu çözeceğinizi, minik tatlı kızınızın okul gibi eğlenceli bir ortamda olmamasının büyük eksiklik olacağını dillendirin. “Biliyo musun!!! Okul çookk eğlenceli bir yer... arkadaşların olacak, eğleneceksin... ilginç ilginç şeyler aldıracak öğretmenin bize. Eve geldiğinde orta öğrendiklerini bana da öğreteceksin. Oradaki şarkıları evde birlikte de söyleriz. Ohhh çok eğlenicez... yaşasın!!!’ tarzında konuşmalar yapın.
4. Okula niye gitmek istemediğini sorun. Genel olarak sevmediğini söylese bile, okulun geneli hakkında uzun sohbet etmeye çalışın. Bu sohbetleri komik tavırlarla tiyatral olarak yapın. Diyelim ki tuvaleti beğenmediğini söyledi. “hımm.. ben anlamıştım zatennn... Nee yoksa tuvalette örümcek adam kostümü mü giysek... ohohoh ay ne saçma şeyler söylüyorum değil mi gibi. Okul tuvaletinde de örümcek adam mı olunur yahuu :) Ama bencee yarın birlikte gidip tuvalete bakabiliriz. Beğenmediğin şeyi söylersin hemen bi çözüm üretiriz. Olmadı okulda başka bir tuvalet vardır, arar buluruz merak etme sen...” gibi tuvalete ilişkin kaygısını hem anladığınızı hem de bu konuda ona yardım edebileceğinizi hissettiren tavırla iletişime geçin.
5. Çocuğunuzun genel davranışlarındaki değişimi fark etmeye çalışın. Örneğin öğretmeninden hiç mi hiç bahsetmemesi, arkadaşlarıyla ilgili bir şeyler söylememesi veya aynı konuyu durup dinmek bilmeden sürekli gündeme getirip sizi de yorması..vb gibi. Böylece sorunun kaynağına inme şansınız olacaktır.
Özetle...
Okuldan nefret etmenin altında, okulun ilk yıllarının kişide oluşturduğu travmalar yatar. Okula zorla gönderilmeler, çocuğun okula gönderilirken yapılan davranışlar gibi. Evinde, aile içi ilişkilerinde genel düzenin olmadığı, çocuğa okul öncesi döneminde doğru sorumlulukların verilmediği durumlarda okul nefreti doğabilir. Çünkü çocuk ilk gerçekçi sorumluluğuyla okulda karşılaşır. Üstesinden gelemeyeceği bir yük halini alırsa okul ödevleri ve okul ritüelleri elbette sevmez, hatta nefret bile eder.
Bence en güzel yöntem, çocuklar okula gidip ani travmayla karşılaşmasınlar diye erken tedbirler almaktan geçer. Okul dönemi gelen çocuklarınızla birkaç kez bizi ziyaret edebilir, çocuğunuzu yakından tanımanıza yardımcı olmamızla birlikte, okula hazırlayacak tatlı yöntemler geliştirebiliriz. Sizlere doğru/keyifli ders çalıştırma yöntemleri, birlikte eğlenceli kitap okuma oyunları öğretiriz. Öğrendiklerinizi evde çocuğunuzla uygularsınız. Böylece evladınız tatlı bir geçiş süreciyle okula başlar. Siz de rahat edersiniz o da rahat eder.
Bilgi, birikim ve çabanızın işe yaramadığını düşündüğünüz noktada işin uzmanına başvurmayı alışkanlık edinin...
Sevgiler...
Pratik ve uygulayabileceğiniz önlemleri de hızlıca sıralayarak yazıyı bitireyim dilerseniz:
1. Okula gitmediği için çocuğunuzu kesinlikle suçlamayın. Siz onu suçlamaya devam ettikçe o kendisini daha kötü hissedecektir. Ne kadar kötü bir çocuk olduğunu düşünecek, artık evde yeterince sevilmediği hissine kapılacak, kendisini istemediğinize inanacaktır. Bu duyguların tamamı işimizi zorlaştırır. Çünkü size olan bağımlılığı iyice pekişir malesef. Ve okula göndermek için uygulamaya çalıştığınız taktik, elinize ayağınıza dolanır, çocuğu iyice size yapışık hale getirir.
2. Okula gitmek istemiyor diye azarlayıp, tehditler savurmayın.
3. Okula gitmesi konusunda ısrarlı ve kararlı olun. Tabii ısrar dediğim durum, çocuğunuzun önünde diz çöker gibi yalvar yakar davranışları içermemeli. Tatlı ve kararlı bir üslupla okula gitmek zorunda olduğunu, sorun her neyse sizin kahraman gibi mutlaka bu durumu çözeceğinizi, minik tatlı kızınızın okul gibi eğlenceli bir ortamda olmamasının büyük eksiklik olacağını dillendirin. “Biliyo musun!!! Okul çookk eğlenceli bir yer... arkadaşların olacak, eğleneceksin... ilginç ilginç şeyler aldıracak öğretmenin bize. Eve geldiğinde orta öğrendiklerini bana da öğreteceksin. Oradaki şarkıları evde birlikte de söyleriz. Ohhh çok eğlenicez... yaşasın!!!’ tarzında konuşmalar yapın.
4. Okula niye gitmek istemediğini sorun. Genel olarak sevmediğini söylese bile, okulun geneli hakkında uzun sohbet etmeye çalışın. Bu sohbetleri komik tavırlarla tiyatral olarak yapın. Diyelim ki tuvaleti beğenmediğini söyledi. “hımm.. ben anlamıştım zatennn... Nee yoksa tuvalette örümcek adam kostümü mü giysek... ohohoh ay ne saçma şeyler söylüyorum değil mi gibi. Okul tuvaletinde de örümcek adam mı olunur yahuu :) Ama bencee yarın birlikte gidip tuvalete bakabiliriz. Beğenmediğin şeyi söylersin hemen bi çözüm üretiriz. Olmadı okulda başka bir tuvalet vardır, arar buluruz merak etme sen...” gibi tuvalete ilişkin kaygısını hem anladığınızı hem de bu konuda ona yardım edebileceğinizi hissettiren tavırla iletişime geçin.
5. Çocuğunuzun genel davranışlarındaki değişimi fark etmeye çalışın. Örneğin öğretmeninden hiç mi hiç bahsetmemesi, arkadaşlarıyla ilgili bir şeyler söylememesi veya aynı konuyu durup dinmek bilmeden sürekli gündeme getirip sizi de yorması..vb gibi. Böylece sorunun kaynağına inme şansınız olacaktır.
Özetle...
Okuldan nefret etmenin altında, okulun ilk yıllarının kişide oluşturduğu travmalar yatar. Okula zorla gönderilmeler, çocuğun okula gönderilirken yapılan davranışlar gibi. Evinde, aile içi ilişkilerinde genel düzenin olmadığı, çocuğa okul öncesi döneminde doğru sorumlulukların verilmediği durumlarda okul nefreti doğabilir. Çünkü çocuk ilk gerçekçi sorumluluğuyla okulda karşılaşır. Üstesinden gelemeyeceği bir yük halini alırsa okul ödevleri ve okul ritüelleri elbette sevmez, hatta nefret bile eder.
Bence en güzel yöntem, çocuklar okula gidip ani travmayla karşılaşmasınlar diye erken tedbirler almaktan geçer. Okul dönemi gelen çocuklarınızla birkaç kez bizi ziyaret edebilir, çocuğunuzu yakından tanımanıza yardımcı olmamızla birlikte, okula hazırlayacak tatlı yöntemler geliştirebiliriz. Sizlere doğru/keyifli ders çalıştırma yöntemleri, birlikte eğlenceli kitap okuma oyunları öğretiriz. Öğrendiklerinizi evde çocuğunuzla uygularsınız. Böylece evladınız tatlı bir geçiş süreciyle okula başlar. Siz de rahat edersiniz o da rahat eder.
Bilgi, birikim ve çabanızın işe yaramadığını düşündüğünüz noktada işin uzmanına başvurmayı alışkanlık edinin...
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder