24 Kasım 2015 Salı

AŞIRI GENELLEME HASTALIĞI

Bireysel terapiler veya aile danışmanlığı çalışmalarının temel uğraşı alanlarından birisi de sizlerde bol bol bulunan "aşırı genelleme" davranışını ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Hiç bir şeyle uğraşmıyorum, sizlerin aşırı genelleme davranışınızı ortadan kaldırmaya çalıştığım kadar.
Adamcağız işten gelir yorgun argın. Giysilerini ortada bırakır, karısı söylenir:
"Sana şu evi dağıtmamayı öğretemedim yirmi yıldır!"
Kadın, tüm maharetini kullanarak güzel yiyecekler hazırlar. Hay aksi! Yemekte kullandığı tuzun markasını değiştirmişti, eski markasının kıvamına göre tuz atınca yemeğe az gelmiş. Kocası homurdanır;
"Bu ne ya? Yemeğin tuzu yok! 20 yıldır adam gibi yemek yapmayı öğrenemedin!"
Çocuk okuldan gelir, her zaman olduğu gibi bir miktar oyalandıktan sonra dersinin başına oturur. Çalışır birkaç saat. Yorulduğunu hisseder veya arkadaşlarıyla watsapp'tan yazışmaya başlar. Daha ilk cümlelerini yazmıştır ki annesi azarı basar;
"Sen öyle sohbet et, sakın ders çalışma! Okul/ders senin neyine! Oğlum niye hiç ders çalışmıyorsun? Niye hep oyalanıyorsun?"
Çalışkan bir elemansınızdır. Size verilen görev ve sorumlulukları yerine getirmekte üzerinize yoktur. Gelin görün ki patronunuzun verdiği son dosya sizi günlerce zorlamıştır. Elinizden geldiğince en iyi sunumu hazırlamak için uğraşmışsınızdır. Sunum yaptığınızda patron dosyayı beğenmiş, birkaç eksik için tekrar gözden geçirmeniz gerektiğini söylemiştir. Bozulursunuz ve kendi kendinize;
"Hiçbir işi doğru düzgün yapamıyorum ki zaten! Şuna bak patron hiç beğenmedi. Eksiğini toparla demek sen bu işi beceremedin demek resmen. Kesin beni işten çıkarır. Her şeyi elime yüzüme bulaştırıyorum zaten."
Belirli bir anda yapılan bir davranışın, söylenen sözün, herhangi bir anda ortaya çıkan bir özelliğin her yerde, her zaman, her durumda geçerli olduğunu düşünmek ve öyle olduğuna dair inanı geliştirmek "aşırı genelleme" yapmaktır. Yukarıdaki örneklerden de anlayacağınız gibi sinir bozucudur! İşin ilginç yanı aşırı genellemeye maruz kalan herkesin siniri bozulur; fakat gelin görün ki aşırı genellemeyi herkes yapar. Çok âlemsiniz anlayacağınız.
Genellemeyi herkes yapar
İşin şakası bir yana aşırı genellemeyi neredeyse herkes yapar. Kimi çevresine yapar kimi kendisine. Ama bu huy gün içinde en fazla yaptığımız davranış ritüeli grubuna girer mi, girer!
Hiç birimiz dört dörtlük değiliz, gökten zembille inmedik, melek değiliz. İnsanız biz. Dolayısıyla eksiğimiz olabilir, hatamız olabilir, noksanımız olabilir. Ayrıca duygusal varlıklarız. Her zaman başarıyla yaptığımız işlerimizi, günün sıkıntı ve stres faktörleri, can sıkıntıları, hastalık ve moral bozukluğu gibi anlarında yapamayabiliriz. Yanlış yapabiliriz. Hiç yapmamışız gibi bocalayabiliriz. Hayatımız boyunca başarıyla yaptığımız çalışmalarımızı, her zaman aynı başarıyla yapacağımıza dair bir zorunluluk yok üstelik.
İşte aşırı genelleme hastalığı, hiç eksik ve noksanlık olmaksızın, her şeyin her zaman en iyi şekilde olması gerektiği mantığı üzerine kuruludur. Evi temizlemekte kendisine yardım eden kocasının, işten gelince yatağın üzerine bıraktığı çorapları, evlendiğinden beri düzen öğrenemeyen adam algısına çeviren; tuzu eksik yemeğe hiç tuz yok, hatta yemek yapmayı bilmeyen kadın muamelesi çeken; beğenilen ve son kez gözden geçirilmesi istenen dosyada kendisinin işten atılacağını düşünen kişiler hep genelleme hastalığı olan kişilerdir.
O halde buna benzer varsayımlarla düşünmek yanlış olacaktır.
Aşırı genelleme insan psikolojisini bozar! Bozmasın mı? Hadi zihin jimnastiği yapın ve buna benzeyen kendi sahnelerinizi bulun. Bu sahneler üzerinde düşünün. Olay neydi, sizin verdiğiniz tepki neydi anlamaya çalışın. Verdiğiniz aşırı tepkinin sizde oluşturduğu ruhsal zorluğu hatırlamaya çalışın.
Aşırı genelleme huyu, gün içinde sizin size, sizin başkalarına olan düşüncelerinizi olumsuz etkilemekle kalmaz, aynı zamanda bilinçdışınızda "aşırı seçicilik" durumu ortaya çıkarır. Yani siz bir kez yemeğe tuzu az koydunuz diye yıllardır yemek yapmayı beceremeyen kadın durumuna düşürülmüşseniz, yemekteki tuza odaklanır kalırsınız. Tuz sizin beceri limitiniz haline gelir. Kendilik değerlerinizi, kendinize olan saygıyı farkında olmadan tuza endekslersiniz.
Bunun yanında farkında olmayan düşmanlık duyguları geliştirmenize vesile olur. Yani kayınvalidenizle bir sorununuz varsa, onun yemeğindeki tuzu incelemeye başlarsınız. Kocanız, annesinin yemeğindeki tuza sert eleştiri getirmediğinde onu taraf tutmakla suçlarsınız. Bu olaya vesile olan koca, sizin neye kızdığınızı bir türlü anlayamaz gerçi! Veya anlasa bile sessiz kalır, ilişkiniz yıpranır.
Aşırı genelleme, iki ucu keskin bıçak gibidir anlayacağınız. Yapan da kendisine yapılan da mutsuzlaşır. Aşırı genelleme yapan kişi, bu genellemeyi karşı tarafı inciterek yapıyorsa kendisinden nefret ettirir. Aşırı genellemeye maruz kalarak duyguları ve emekleri incitilen kişi, genellemeyi yapan kişiye nefret duyguları geliştirir. Diğer yandan kendisine olan saygısını yitirir. Kendisine bulamadığı saygının başkalarına gösterildiğini fark ettiğinde, saygı duyulan kişiyi de kıskanır. Ona ses çıkarmayan kişiye öfkesi yükselir.
Neresinden nasıl anlatayım bilmem ki! Okuyunca bile içiniz daralmıştır umarım. Daralın! Daralın! Daralın! Ve lütfen yapmayın!


AŞIRI GENELLEME GERÇEKÇİ DEĞİLDİR
Ders yaptıktan sonra birazcık arkadaş sohbeti tembellik değildir malum. Tuzun eksik olması kişiyi beceriksiz yapmaz. Çorabın kirli sepetine atılmaması adamı pasaklı hale getirmez. Bunlar lokal olaylardır. Lokal olaya bakıp, kişinin tüm geçmişini ve tüm davranışlarını bu lokal olay üzerinden tanımlamak kusura bakmayın ama vicdansızlıktır. Haksızlıktır. Kişinin diğer emeklerinin tamamını yok saymaktır. Dolayısıyla aşırı genelleme akılcı değildir. Aklını kullanan, duygulardan anlayan, insani değerleri önemseyen kişilerin uygulayabileceği bir yöntem değildir.
Bu dili öğrendiniz, çünkü tüm geçmişiniz size bu tarzı öğretti.
Bizim işimiz de öğrendikleriniz ve yanlış ezberlediklerinizi yeniden çerçevelemek, size daha olumlu ve daha yaşanılır hayat bulma yolları öğretmek.
Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder