PSİKOTERAPİ, iğne ilaç kullanmadan, içinde bulunduğunuz sıkıntı ve zorlukları, olaylara farklı açıdan bakmanızı sağlayarak, çözüm yolu bulmanıza yardımcı olan çalışmanın adıdır. Çoğu psikoterapi çalışmasında sizin görmediğinizi göstermek, duymadığınızı işittirmek için çalışmanın yanında, zaten bildiğiniz; ancak bir türlü harekete geçip yapamadıklarınızı eyleme geçirmenize yardımcı olmaya çalışırım.
Diyorsunuz ki; ben deli miyim? Niye psikolojik danışmanlık hizmeti almaya gideyim?
Psikoterapi denilen çalışmanın delilerle işi olmaz merak etmeyin! Biz günlük hayatın içinde olan, sizin benim gibi sağlıklı(!); fakat olaylara bakış açısı belirli alanlara kilitlenmiş ve seçenekleri göremeyen kişilere seçenekler gösteririz. İlişki sorunlarınızla çalışırız. Aranızda çözümleyemediğiniz meselelere geniş açıyla bakmanızı sağlarız. Bir anlamda kavanozun dışına çıkarak değerlendirme yapma yeteneğinizi geliştiririz.
Aklınızı duygularınızın esaretinden, duygularınızı aklınızın keskin kılıcından kurtarmayı hedefleyen çalışmanın adıdır psikoterapi. Çok işe yarar. Çok rahatlatır. Kendi içinizde yolculuk yapmanıza vesile olur. Neyi niye yaptığınızı, hangi davranışınızı veya duygunuzu nasıl daha kolay aşabileceğinizi öğretir. Delilikle ilgisi olmadığı gibi, günlük pratiğinde olayları değerlendirirken duygusal hatalar yapan, sağlıklı kararlar veremeyen kişilere etkin çözümler üretmeyi öğreten bir süreçtir.
Terapi desteği alan danışanlarımız, terapi öncesi sorun olarak yaşadıkları olaylara göz attıklarında, aslında ne kadar gereksiz nedenlerle kendilerini üzdüklerini görürler. Benim terapilerden sonra en çok sevdiğim sahnelerden birisi bu, ne yalan söyleyeyim.
Geçen gün seans çıkışı otuzlu yaşlarda kadın danışanım:
“Mehtap Hanım, inanılır gibi değil! Buraya dört kez geldim. İğne yok, ilaç yok. Size içinde bulunduğum durumu anlattım. Sadece dinlediniz, ardından nasıl oldu anlamıyorum, bana baktırmaya çalıştığınız açıyla yanınızdan ayrıldım. Kocam aynı koca, çevrem aynı çevre! Kimse değişmedi. Ama ben artık daha az üzülüyorum. Bunu nasıl yaptınız?” diye sordu.
“İşim bu benim!” dedim. “Sizin göremediğinizi göstermek, gördüklerinizdeki duygusal çıkışları makul anlama seviyesine ulaştırmak ve sorun olarak yaşanan her durumun, birbirinden farklı sayısız çözümü olabileceğini göstermek.”
Cidden öyle.
Diyorsunuz ki; ben deli miyim? Niye psikolojik danışmanlık hizmeti almaya gideyim?
Psikoterapi denilen çalışmanın delilerle işi olmaz merak etmeyin! Biz günlük hayatın içinde olan, sizin benim gibi sağlıklı(!); fakat olaylara bakış açısı belirli alanlara kilitlenmiş ve seçenekleri göremeyen kişilere seçenekler gösteririz. İlişki sorunlarınızla çalışırız. Aranızda çözümleyemediğiniz meselelere geniş açıyla bakmanızı sağlarız. Bir anlamda kavanozun dışına çıkarak değerlendirme yapma yeteneğinizi geliştiririz.
Aklınızı duygularınızın esaretinden, duygularınızı aklınızın keskin kılıcından kurtarmayı hedefleyen çalışmanın adıdır psikoterapi. Çok işe yarar. Çok rahatlatır. Kendi içinizde yolculuk yapmanıza vesile olur. Neyi niye yaptığınızı, hangi davranışınızı veya duygunuzu nasıl daha kolay aşabileceğinizi öğretir. Delilikle ilgisi olmadığı gibi, günlük pratiğinde olayları değerlendirirken duygusal hatalar yapan, sağlıklı kararlar veremeyen kişilere etkin çözümler üretmeyi öğreten bir süreçtir.
Terapi desteği alan danışanlarımız, terapi öncesi sorun olarak yaşadıkları olaylara göz attıklarında, aslında ne kadar gereksiz nedenlerle kendilerini üzdüklerini görürler. Benim terapilerden sonra en çok sevdiğim sahnelerden birisi bu, ne yalan söyleyeyim.
Geçen gün seans çıkışı otuzlu yaşlarda kadın danışanım:
“Mehtap Hanım, inanılır gibi değil! Buraya dört kez geldim. İğne yok, ilaç yok. Size içinde bulunduğum durumu anlattım. Sadece dinlediniz, ardından nasıl oldu anlamıyorum, bana baktırmaya çalıştığınız açıyla yanınızdan ayrıldım. Kocam aynı koca, çevrem aynı çevre! Kimse değişmedi. Ama ben artık daha az üzülüyorum. Bunu nasıl yaptınız?” diye sordu.
“İşim bu benim!” dedim. “Sizin göremediğinizi göstermek, gördüklerinizdeki duygusal çıkışları makul anlama seviyesine ulaştırmak ve sorun olarak yaşanan her durumun, birbirinden farklı sayısız çözümü olabileceğini göstermek.”
Cidden öyle.
Çözüm üretmelisiniz
Sizler, yaşadığınız ve sorun olduğuna inandığınız durumlarda, olayın duygusal etkisi altında olduğunuz, kendinizi gereksiz yere kışkırttığınız için bir türlü çözüm üretemiyorsunuz. Size çılgınca gelebilir; ama bence çocuğunuzun yaşadığı sorunun çözümü, bulunduğu yerden size el sallıyor, gel bak çözüm burada diye haykırıyor, siz göremiyorsunuz.
İnsanın duygusal olarak üzüntü yaşaması, hassas olmasına, hassas olmasıysa olayları sağlıklı değerlendirememesine vesile olur. Terapilerde, olaylara dışarıdan göz olarak bakar, duygusal alanınıza girmeden çözüm odaklarını anlamaya çalışırım. Gördüğümüz çözüm yollarını size gösterir, aynı açıyı sizin de kazanabilmeniz için minik bir algı eğitimi yaparım. Gerisi kendiliğinden gelişir zaten.
Yıllardır öğrendiğim en önemli mesele bu! Hiçbir sorunun tek bir çözümü yok! Birbirinden farklı sayısız çözümü var. Önemli olan o çözüm yollarını görebilmeniz.
Bir insanı yok eden en tehlikeli düşünce ne biliyor musunuz? Çözüm yok, duygusu. Bu duygu insanı önce çaresizleştiriyor, ardından depresyona sokuyor. Sonra ver elini sıkıntılı günler, kalitesiz yaşam.
Danışanlarımın zihinlerini, her sorunun birden fazla çözümü olabileceği fikrine açmaya çalışıyorum. Her sorunun birden fazla çözümü vardır. Mutlaka vardır. Çözüm yokmuş gibi görünen haller, sadece çözüm yokmuş gibi görünen hallerdir. Kesinlikle gerçek değildir.
Peki, hiç merak ettiniz mi, bizim insanımız niye çözüm odaklı değil?
Çocuğunuzu çözüm odaklı büyütün
Çünkü büyüme/büyütülme yöntemleri çözüm odaklı değil! Azarlanarak, kızılarak, anlatılmadan, izah edilmeden büyütülen insanımız, sıkıntı veya sorun yaşadığında çaresizlik duygularına kapılıyor. İnciniyor. Üzülüyor. Debeleniyor. Depresyon üretmeye harcadığı enerjiyi, çözüm üretmeye harcasa kurtulacak, farkında değil. Sadece kendisini yok edecek yollardan ilerliyor. Derken mutsuzluk psikolojisi, intihar istekleri, bol üzüntülü günler...
Bununla baş etmek için lütfen:
1. Sorun yaşadığınızda, çözüm yok diye üzülmek yerine, olabilecek en az bir kaç tane daha yöntem olduğunu hatırlamaya çalışın. “Eyvah!” yerine “Acaba başka ne yapabilirim?” diye düşünün.
2. Çözümü başkalarından beklemeyin. Siz de üretin. Veya olayın niteliğine göre siz üretemiyorsanız, güvenebileceğiniz kişilerden akıl alın. Onların da sizin için çözüm üretmelerine fırsat tanıyın. Bu anlamda tanıdığınız güveneceğiniz kimseler yoksa, mutlaka bir uzmandan yardım alın. Tek seans destekle tüm hayatınızı değiştirebileceğinizi unutmayın.
3. Öneriler tükeninceye, aklınıza gelen ihtimaller tek tek bitinceye kadar ümitsizliğe kapılmayın. Yöntem denemekten çekinmeyin. Biri olmazsa biri sizin sorununuzu çözecektir, merak etmeyin.
4. Aklınıza gelen çözümler veya birilerinin size önereceği çözümler ne kadar saçma sapan görünse bile sonuna kadar dinleyin. Bu çok önemli bir yöntem bence. Çünkü bazen deli saçması gibi başlayan bir yöntem, sizin aklınıza serbest çağrışımla başka bir yöntem getirebilir. Siz dinlediğiniz yapmazsınız belki, ama deli saçmasını dinlerken aklınıza daha etkili güzel bir yöntemin gelmesi için vesile olabilir.
Sonuçta ümidinizi yitirmeyin.
Sorun varsa, çözümü mutlaka vardır!
Sevgiler...
Sizler, yaşadığınız ve sorun olduğuna inandığınız durumlarda, olayın duygusal etkisi altında olduğunuz, kendinizi gereksiz yere kışkırttığınız için bir türlü çözüm üretemiyorsunuz. Size çılgınca gelebilir; ama bence çocuğunuzun yaşadığı sorunun çözümü, bulunduğu yerden size el sallıyor, gel bak çözüm burada diye haykırıyor, siz göremiyorsunuz.
İnsanın duygusal olarak üzüntü yaşaması, hassas olmasına, hassas olmasıysa olayları sağlıklı değerlendirememesine vesile olur. Terapilerde, olaylara dışarıdan göz olarak bakar, duygusal alanınıza girmeden çözüm odaklarını anlamaya çalışırım. Gördüğümüz çözüm yollarını size gösterir, aynı açıyı sizin de kazanabilmeniz için minik bir algı eğitimi yaparım. Gerisi kendiliğinden gelişir zaten.
Yıllardır öğrendiğim en önemli mesele bu! Hiçbir sorunun tek bir çözümü yok! Birbirinden farklı sayısız çözümü var. Önemli olan o çözüm yollarını görebilmeniz.
Bir insanı yok eden en tehlikeli düşünce ne biliyor musunuz? Çözüm yok, duygusu. Bu duygu insanı önce çaresizleştiriyor, ardından depresyona sokuyor. Sonra ver elini sıkıntılı günler, kalitesiz yaşam.
Danışanlarımın zihinlerini, her sorunun birden fazla çözümü olabileceği fikrine açmaya çalışıyorum. Her sorunun birden fazla çözümü vardır. Mutlaka vardır. Çözüm yokmuş gibi görünen haller, sadece çözüm yokmuş gibi görünen hallerdir. Kesinlikle gerçek değildir.
Peki, hiç merak ettiniz mi, bizim insanımız niye çözüm odaklı değil?
Çocuğunuzu çözüm odaklı büyütün
Çünkü büyüme/büyütülme yöntemleri çözüm odaklı değil! Azarlanarak, kızılarak, anlatılmadan, izah edilmeden büyütülen insanımız, sıkıntı veya sorun yaşadığında çaresizlik duygularına kapılıyor. İnciniyor. Üzülüyor. Debeleniyor. Depresyon üretmeye harcadığı enerjiyi, çözüm üretmeye harcasa kurtulacak, farkında değil. Sadece kendisini yok edecek yollardan ilerliyor. Derken mutsuzluk psikolojisi, intihar istekleri, bol üzüntülü günler...
Bununla baş etmek için lütfen:
1. Sorun yaşadığınızda, çözüm yok diye üzülmek yerine, olabilecek en az bir kaç tane daha yöntem olduğunu hatırlamaya çalışın. “Eyvah!” yerine “Acaba başka ne yapabilirim?” diye düşünün.
2. Çözümü başkalarından beklemeyin. Siz de üretin. Veya olayın niteliğine göre siz üretemiyorsanız, güvenebileceğiniz kişilerden akıl alın. Onların da sizin için çözüm üretmelerine fırsat tanıyın. Bu anlamda tanıdığınız güveneceğiniz kimseler yoksa, mutlaka bir uzmandan yardım alın. Tek seans destekle tüm hayatınızı değiştirebileceğinizi unutmayın.
3. Öneriler tükeninceye, aklınıza gelen ihtimaller tek tek bitinceye kadar ümitsizliğe kapılmayın. Yöntem denemekten çekinmeyin. Biri olmazsa biri sizin sorununuzu çözecektir, merak etmeyin.
4. Aklınıza gelen çözümler veya birilerinin size önereceği çözümler ne kadar saçma sapan görünse bile sonuna kadar dinleyin. Bu çok önemli bir yöntem bence. Çünkü bazen deli saçması gibi başlayan bir yöntem, sizin aklınıza serbest çağrışımla başka bir yöntem getirebilir. Siz dinlediğiniz yapmazsınız belki, ama deli saçmasını dinlerken aklınıza daha etkili güzel bir yöntemin gelmesi için vesile olabilir.
Sonuçta ümidinizi yitirmeyin.
Sorun varsa, çözümü mutlaka vardır!
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder