24 Kasım 2015 Salı

Bağırıp çağırmak mı evlilik?

Son bir kaç yıldır birbirine hiç sarılmadığı belli olan bir çiftti onlar. Bekleme salonundan yanıma çağırdığımda, biri diğerinin yüzüne bakmamaya özen göstererek odama doğru yürüdüklerini fark etmiştim.
Ben: Hoş geldiniz! Sizi buraya getiren nedir? Nasıl yardımcı olabilirim?
Kadın: (Kocasına bakarak) Söyle hadi.
Adam: Ben ne söyleyeceğim, madem ısrar ettin beni buraya getirmek için. Kendin söyle.
Kadın: Ee beni şikâyet edecekmişsin ya. Buyur başla, ne diyeceksen söyle. Yap şikâyetini.
Adam: (Bana dönerek) Bu kadın böyle saçmaladıkça vallahi kafayı sıyıracağım geliyor. Hem kendi ısrar etti gidelim diye, şimdi geçmiş karşıma beni şikâyet et diyor. Ben böyle bir laf etmedim.
Ben: Peki... İyi ki buradasınız. Öncelikle tanışalım mı ne dersiniz? Kaç yıllık evlisiniz?
Adam: 29 yıldır evliyiz.
Kadın: Yaa 29! 30 oldu. Bu adam böyle işte.
Adam: Ha yirmi dokuz ha otuz! Bu kadın böyle işte. İllaki benim sözlerimde bir hata bulacak. Ben ne söylersem söyleyeyim arkamdan düzeltecek!
Kadın: Sen de doğru konuş düzeltmek zorunda kalmayayım. Hem ben çok meraklıyım sanki düzeltmeye. Aklına estiği gibi olur olmaz konuşmalar yaparsan tabii düzeltirim.
Adam: Bak uzman hanım, şahitsin. Bana resmen deli dedi.
Kadın: Ben deli falan demedim. Sen kendin söylüyorsun. Niye deli diyeyim sana. Ben deli miyim ağzımdan ne çıktığını bilmez miyim?
Adam: Bir kadın kocasına "aklına estiği gibi" derse ona deli demiş olmaz mı? Sen şahitsin uzman hanım. Bu kadın hep böyle. İşi gücü beni dengesiz durumuna düşürmek.
Kadın: Seni dengesiz durumuna düşürünce elime ne geçecek? Niye yapayım öyle bir şey. Kendin alınganlık yapıyorsun.
Ben: Evet... Anlaşılan o ki birbirinize karşı sabrınızı ve iyi niyetinizle ilgili zorluklarınız var. Ağzınızdan çıkan sözleri, birbirinize karşı söylenmiş olumsuz ifadeler olarak yorumluyorsunuz. Şu anda burada olmanıza sevindim. Birlikte bu sorunu çözümleyebiliriz.
...
Sizin için ilginç, benim için çok alışılagelmiş bu konuşma, evlilik ve çift terapisi yaparken bol miktarda karşılaştığım senaryolardan sadece bir tanesi.
Eşinizi talimat vermeyin
Çalıştığım ailelerden çoğu duyguları konusunda dürüst olmayan ilişkilerle dolu. Çelişkili ilişkiler ve çatışmalı iletişimler aile hayatınızı mahvediyor da haberiniz yok! Evlilik yılı ne kadar uzun olursa olsun, ilişki başlangıcından itibaren birbirini anlamayan, karşı tarafın duygularına karşı hoyrat tavırlar geliştiren, yaşanan sıkıntılı günler için hep muhatabını suçlayan dil, yuvanızı cennetten bahçeye çevirmeye engel olacaktır.
Eşlerin birbirine karşı sert tepkileri, art niyetli algıları, dürüst olmayan hisleri ilişkiyi hep zora sokar. Pek çok çift, kontrol edici tavırlar takınarak eşine talimat vermeye çalışır. Konuşmalarına dikkat etmeyen bu kişiler, ağızlarından çıkan yarı yırtıcı ifadelerin karşı tarafça nasıl algılanması gerektiği konusunda direktifler verir. İfade serttir ama mümkünse karşı taraf sözleri yumuşak ve anlayışlı tarafından anlasın istenir. Ben ne söylersem söyleyeyim, sen sert ve sana ters algılama. İyi niyetli algılayıver, tavrı devrededir. İşin ilginç olan yanı her ikisi aynı yanlışı yapar. Her ikisi de sert konuşur. Her ikisi konuşulanlardan incinir. Her ikisi de sert konuşmalarına rağmen, karşı tarafın kendisini iyi niyetli algılamasını bekler. Ve her ikisi de yapacağını yapar, eşinden beklediği anlayışlı ve olumlu davranışı eşine kesinlikle yapmaz. İnatla yapmaz. Doğruyu bildiği halde uygulamaz.
Çok garip değil mi?
Her zaman söylerim; bizim ülkemizde insanlar evlenince çocuk gibi davranıyor diye. Şu yukarıda bahsi geçen durumu zihninizde kurgular mısınız lütfen?
Bu davranışların aynısı size tanıdık geliyor mu?
Efendim? Aa evet, bildiniz! Sizin 5 yaşındaki oğlunuzu/kızınızı anasınıfına verdiğinizde, çocuklar arasında yaşanan sahnelerdi bunlar değil mi?
Peki, o çocukluk yıllarında yapılan bu karşılıklı inada dayalı, duygu hoyratı ve nezaket yoksunu davranışlar, kaç yıllık evli ve yaşını başını almış insanların arasında niçin yaşanır?
Sorunun cevabını bilenler parmak kaldırsın... ve parmak kaldırmakla kalmasın, benzer hataları yapmasın.


Arkadaşça davranın
Evlilik ilişkisinde arkadaşça davranmak, yakınlık göstermek ve işbirliği içinde hareket etmek gerekir.
Arkadaşça davranmamak, mesafeli olmak, iğneli konuşmalar yapmak, alınganlık etmek ilişkiyi zora sokar.
Konuşmalardan farklı anlamlar çıkarmak, her söylenen sözün kendini hedef aldığını düşünerek savunmaya geçmek, değişime ve karşı tarafın beklentilerine karşı direnç geliştirmek iki tarafı da yıpratır.
Evlilik öyle sarmal döngüdür ki; onu mutlu  etmek için çabaladığınızda aslında kendinizi mutlu etmiş olursunuz. Çünkü sizin ona aktardığınız olumlu hava, onun size aktaracağı olumlu hava haline dönüşür. Siz ona iyi davrandığınızda, onun size iyi davranmaktan başka şansı kalmaz.
İyi anlaşan çiftler bilir; siz onu kollarsanız, günün birinde ona değil kendinize iyilik yaptığınızı anlarsınız.
Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder