21 Kasım 2015 Cumartesi

Üvey anne baba olmaktan korkmayın!

Üvey baba olmaktan korkmayın!


Bir beyefendiden elektronik posta aldım. Yakında evleneceğini, daha önceki evliliğinden iki evladı olduğunu, evlenmek istediği kadının da ilk evliliğinden iki çocuğu olduğunu söylüyordu. Sorun, kendi evlatlarına iyi bir baba olduğunu; ancak üvey baba olmaktan kaygılandığını, müstakbel çocuklarında oluşacak üvey baba krizinden çekindiğini ekliyordu. Özetle ne yapacağını soruyordu cici baba adayımız. Endişeli halini anlamamak mümkün değildi tabii ki.
Günümüzde çoklu evlilikler artmaya başladı. Çoklu evlilik neydi? İlk eşlerden ayrıldıktan sonra yeniden evlendiğinizde bu yeni durumu çoklu evlilik olarak tanımlıyoruz. Birinin ikinci, diğerinin üçüncü evliliği gibi.
Çoklu evliliklerde eskiden hep kadınlar korkar veya üvey anne sendromu yaşar sanıyorduk değil mi? O halde hadi sizlere günün müjdesini vereyim, erkekler de üvey baba sendromu yaşıyor. Yani eski eşinden ayrılmış bir beyefendi, yeni evleneceği kadının çocukları olduğunu söylüyor. Bu çocuklarla arasında negatif ve uyumsuz bir evlilik olmasını istemiyor. Veya evleneceği kişinin çocuklarının evliliğine olumsuz etkisi olmasından kaygılanıyor, vs gibi.
Bana sorarsanız oldukça çağ atladık. İnsanlar istemedikleri kişilerle zoraki evlilikler yapmaktan vazgeçti. Ne güzel bence. Bunun dışında, geçmişte istemeyerek yaptıkları evlilikleri, başkalarının ne düşüneceği varsayımıyla devam ettirmiyor kimse. Bakıyorlar ilişkilerine, iyi gitmeyen bir şeyler olduğunu gördüklerinde ayrılma kararı alarak, yeni kişilerle ve daha donanımlı ilişkilerle yollarına devam ediyorlar.
İşte bu yeni süreçte endişeli babalar olduğunu görüyorum yaptığım terapilerde. Dilerseniz bu gün sizler için, yani siz cici üvey babalar için bazı öneriler yazayım, ne dersiniz?
Sizler eski eşlerinizle evliliğinizi yürütememiş, mutlu huzurlu bir yuva kuramamış olabilirsiniz. Çocuklarınızın bu yürümeyen evliliğin ardından travma yaşayan, gergin, huzursuz çocuklar olmasına gerek yok. Hatta aslında sizin sandığınızın aksine, günümüzün Z kuşağı, ayrılıklar ve ayrılık sonrası devreye giren yeni hayatlar konusunda sizden benden daha makul yaklaşım sergiliyor. Psikoterapi desteği verdiğim çoğu çocuk ve ergen, anne babasının evde her gün kavga ederek veya haftanın çoğunu soğuk/mesafeli ilişkiler içinde geçirerek yaşamasındansa, ayrılmalarını ve yeni insanlarla mutlu olmalarını istiyor. Çok ilginç bir durum değil mi?
Annesini/babasını mutsuz gören çocuk; "Ben annemi/babamı seviyorum, ama çok tartışıyorlar. E madem anlaşamıyorlar niye ayrılmıyorlar ki?" şeklinde yaklaşıyor duruma. Nesil olgun anlayacağınız.
Siz sanıyorsunuz ki ayrılırsanız çocuklar bitap düşecek. Travma yaşayacak. Stresli, sinirli, gergin, üzgün olacak. Ben de soruyorum herkese, anne babası birlikte olduğu halde böyle yaşayan çocuklar niye mutsuz sizce? Diğerleri anne baba ayrıldı diye mutsuz olacaksa, anne babanın birlikte olduğu ailelerde tüm çocukların mutlu olması gerekmez mi? Sonuçta bir çocuğun ruhsal hali, mutluluğu sadece ve sadece anne babanın boşanmışlığı veya birlikteliği üzerinden tarif edilemez. Bu hatayı yapmayın olur mu? Yirmi yıllık mesleğimin bana öğrettiği tecrübe böyle.
Üvey babalık hakkında ilk bilinmesi gereken şey, bazen üvey babalar, çocuğun kendi öz babasından daha verici, daha ilgili ve daha fedakar olabileceği gerçeğidir. Ben çok görüyorum, çocuğun kendi babası ilgilenmiyor, üvey baba birlikte yaşadığı için çocuğun çoğu ihtiyacında yanında. Biz milletçe depresif yapıdayız ve ta çocukluğumuzdan beri okuduğumuz büyüme masallarımızın çoğunda "üvey anne/üvey baba" hakkında korkunç olaylarla beynimiz yıkandı. Dolayısıyla farkında bile olmadan bilinçdışımıza zehirli bir sarmaşık ektik. İşin ucunda üveylik varsa çocuklar için her şeyin zor olacağına inandık. Üvey anne babalar bize zarar verecek diye endişelenerek büyürken, üvey anne baba olursak sevilmeyeceğimiz zanlarına kapıldık. Oysa ben görüyorum öz anneden daha iyi anneler, öz babadan daha iyi babalar var. Hatta kan bağıyla anne baba olmaktan öte, psikolojik bağ ile anne baba olmak var.
Sevgili üvey babalar veya üvey baba adayları!
Üvey çocuğunuz olacak yavrunun cinsiyeti, gelişim özellikleri, anne babasının ayrılık sürecinde yaşadığı olaylar, sizin kabulünüzde etkili olabilir. Anne baba çok çetrefilli ayrılık yaşadıysa, üvey babanın varlığı daha kolay kabul edilebilir. Veya tam tersi yine aynı şeyler yaşanacak diye size kuşkuyla bakabilir. Siz ilişkiyi zamana bırakarak, var olan zamanları olabildiğince doğal paylaşarak kendinizle onun arasına köprü oluşturabilirsiniz.
Benim gördüğüm durum, bu sürecin içinde bulunan çocuklar hem yeni bir baba istiyor, hem de bu yeni babanın getireceği olası olumsuz durumlar olursa diye birazcık endişeleniyor. Ama aranızda sohbete dayalı, yaşı küçükse oyuna dayalı, yaşı daha büyükse diyalog ve onunla arkadaşlık ilişkisi geliştirmeye dayalı ilişkiler süreci rahatlatıyor.
"Üvey"den niye korkulur biliyor musunuz? Çünkü üveyden korkmayı bizlere öz anne babamız öğretir de ondan!
Yaramazlık yapan çocuklarına; "İyi yapın siz böyle yaramazlık, öleyim ben yorgunluktan, babanız getirsin size bir üvey anne görün gününüzü!"
Veya eski Türk filmlerinde gördüğümüz üvey babaların tacizine uğrayan, namus temizliği için yıllarca hapislerde yatmak zorunda kalan veya kötü yola düşen kadın halleri!
Pamuk Prenses'teki ormana ölüme gönderen üvey anne, Hansel ve Gratel'deki çocukları ormanda açlığa sürükleyen anne, Kül Kedisi'ndeki vicdansız anne, Türk filmlerindeki dayakçı/sapık/vicdansız üvey ebeveynler derken! Gel de korkma üvey anneden üvey babadan!
Bu travmayı, siz öz anne babalar yüklüyorsunuz çocuklarınızın zihnine. Öz olmayanın kötü olduğu bilgisini yüklüyorsunuz. Ardından travma yaşayacaklarını düşünerek korkuyorsunuz. Oysa ben yıllardır seanslarda üvey anne babaların psikolojisini bozduğu çocuklarla değil, siz öz anne ve babaların psikolojisini bozduğunuz çocuklarla çalışıyorum. Kendi öz babasından taciz yaşamış çocuklara terapi yapıyorum. Kocasının kendi evladına taciz yaptığını bildiği halde, sırf boşanmamak için bu durumu görmezden gelen ruh hastası öz annelerin mahvettiği hayatlara terapiler yapıyorum. Bunları nasıl açıklayacağız peki?
Anne baba olmak dünyanın en güzel hediyesi. Gelen görün ki her zaman söylediğim gibi kutsal değil! Hz. İbrahim'i ateşe atan kendi öz babasıydı. Habil'i öldüren öz kardeşiydi. Öz olmak, her şeyin kutsallaşacağı anlamına gelmediği gibi öz olanın harika olacağı anlamına da gelmiyor. Bence bu özlük üveylik meselelerini aşmanın vakti çoktan geldi geçiyor bile. Öz kardeşlerin tarla veya daire için birbirini öldürmeye kalktığı bir anlayışın içinde, üvey olmak dünyanın en kötü durumuymuş gibi yaşamanın hiçbir mantığı yok bence. Ne dersiniz?
Müstakbel üvey anne babalara şimdiden başarılar diliyorum. Bir sıkıntı olursa endişelenmeyin ben buradayım, yardım eder itinayla terapi yaparım. Ayrıca öz ailelerde bir sürü sorun yaşanıyor merak etmeyin.
Sevgiler...



Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman&Psikoterapist)
Randevu alıp görüşmek için: 0212 583 00 22- 0 533 488 06 00
 
 
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder