24 Kasım 2015 Salı

Gurbetçilerimize 'yerli' terapi şart, çünkü!

Yurtdışında yaşayan gurbetçilerimize yol göstermesi için önemli hissettiğim bir konuyu yazayım istedim bugün.
Malum yavaş yavaş havalar ısınıyor, vatan hasreti gidermeye, memleket ve aile ziyareti yapmaya başlayacaksınız. Her zaman söylediğim gibi, lütfen bu ziyaretleri sadece toprak ziyareti, memleket hasreti olmaktan çıkarın. Ailevi sorunlarınız, çocuklarınızın sıkıntıları ve iç dünyanızdaki sorunlarla baş etmeye dönük terapiler için de zaman ayırın.
Niye mi? Hemen anlatayım.
Yurtdışında yaşayan bir baba birkaç hafta önce telefonla arayarak, Türkiye’ye geleceğini ve oğlunu benimle acilen görüştürmek istediğini söylemişti. Geçen hafta geldiler ve oğullarıyla görüştüm.
11 yaşında hareketli görünümlü bu çocuk son zamanlarda abartı korkular geliştirmiş, takıntılar hayatının her yanını kuşatmaya başlamıştı. Ders notları son derece düşmüştü. Okul yöneticileri ve aile, çocuğun zekâ seviyesine uygun bir başka okula gönderilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Özellikle gymnasium (Almanya’da en başarılı çocukların gittiği okul)’a gitmesini istedikleri çocuklarının, haupshule hatta daha alt seviyede okullara yönlendirildiğini, bu şekilde giderse iyi bir üniversiteye gidip doktor olamayacağını söylüyordu beyefendi. 
Buna benzer çok başvuru oluyor bize. Ailelerle görüşüyoruz, çocuklarla görüşüyoruz, çalışmalarımızı yapıyoruz, testlerimizi uyguluyoruz, raporları oradaki okullara gönderiyoruz. Sağ olsun oradaki okullar anadilinde uygulanan testin ve çocukla aynı kültürü paylaşan uzmanın yaptığı zekâ testlerini daha güvenilir buldukları için bizim sonuçlarımızı baz alarak, öğrencilerimizi hak ettikleri okullara yerleştiriyorlar. Böylece aslında çocuğun gelecekteki meslek hayatını da kurtarmış oluyoruz.
Aileye çocuğun eğitimi hakkında bilgilendirme yaptım, delikanlıyla verimli ders çalışma teknikleri çalıştım, yaptığımız çalışmanın raporunu verdim, mutlu bir şekilde gittiler.
Gurbetçilerimiz için yerli terapi şart bence!
Çünkü içinde bulunduğunuz ülkenin uzmanları sizinle aynı dil ve aynı dini paylaşmadığında, kültürler tam olarak buluşmadığında, yardım ve destek adına yapılan çalışmalar ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bir yanı eksik olarak ilerleyecektir.
Psikolojik destek çalışmaları, her ne kadar evrensel çalışmalar gibi görünse de, yardım eden uzmanın dini, dili ve yaşam biçimi, hizmet verdiği kişinin inanç sistemiyle yeterince örtüşmediğinde, danışanlar umdukları faydayı bulamayabiliyor.
Örneğin bizim insanımız evladını kendi dini hassasiyetleriyle yetiştirmek istiyor. Doğal olarak haram içeren durum ve nesnelerden (alkol, esrar, zina... vs.) uzak durmasını istiyor. Bu tür sorunları için yurtdışında uzmanlara başvurduklarında, uzmanların kendilerini anlamadığını, onların hassasiyeti hakkında önyargılı davrandıklarını, hatta dini değerleri nedeniyle eleştirildiklerini söylüyorlar. Veya dil sorunu nedeniyle, içinde bulundukları durumu tam olarak anlatamadıklarını, uzmanının elinden geldiğince yardım etmesine rağmen, söylenenleri anlamamasından kaynaklanan sorunlar yaşadıklarını bildiriyorlar.
Veya buna benzer farklı bir örnek... özellikle evlilik terapileri için geçerli. Bizdeki aile kavramıyla, onlardaki aile kavramı birbirine tam oturmuyor anlaşılan. Bayan, eşinin kendisini aldatmasından rahatsız olduğunu söylediğinde, uzmanının “Sen de kendine bir erkek arkadaş bulabilirsin, böylece yalnız kalmazsın...” şeklindeki iyi niyetli önerisinin, kendisindeki dini veya yaşamsal değerlerle uygun olmadığı için, belirli bir terapi sürecinden sonra işlerin düğümlenmeye başladığını ve terapinin artık fayda vermediğini belirtiyorlar.

Terapi ve psikolojik destek süreci evrenseldir!
Evlilik ilişkileri, evliliğin mahrem yanları için de çok sayıda başvuru var. Bizim dini değerlerimizi bilmeyen yabancı uzmanlar, dini hassasiyetlerle yaşanması gereken mahrem hayatlara yeterince yardım edemiyorlar. Onların önerdiği şey bizim için haram olunca işler zorlaşıyor.
Aslında ne kadar zor değil mi? Yardım almaya gidiyorsunuz; fakat uzmanınızla ortak değerleriniz veya ortak kültürünüz olmayınca kilitlenip kalıyorsunuz!
Bana kalırsa terapi ve psikolojik destek süreci evrenseldir! Genel geçer doğruları vardır. Uzmanlar, kendi yaşam biçimlerini temsil etmese de diğer inanç sistemleri hakkında bilgi sahibi olup, gelen danışanına içsel değerleriyle çatışmayan yardımı yapabilmelidir. Ama kültür farklı olunca niyet iyiyse bile, psikolojik destek yarım kalıyor sanki.
“Ülkemize geldiğinizde, sadece memleket, köy, beş yıldızlı otel için zaman ayarlamayın. Mutlaka bizlere de uğrayın. Eşinizle yaşadığınız evlilik problemleri, kızınızın erkek arkadaş sorunu, oğlunuzun ders seçimi, çocuğunuzun anlama/algılama güçlüğü, cinsel yaşantınızdaki sorunlar, çocuklarınıza kazandıramadığınızı düşündüğünüz genel yaşam kuralları, eğitim hatalarınızın telafi yolları, kayınvalide/elti sorunları, iş ve meslek hayatınızdaki motivasyonsuzluk... vs. aklınıza ne geliyorsa, her ne türlü sorun yaşıyorsanız, tatil öncesi çok belirgin probleminiz olmasa bile mutlaka Türkiye’de bizleri de ziyaret edin!”
Hızlandırılmış aile terapileri, hızlandırılmış mahremiyet içerikli bilgiler, hızlandırılmış eğitim programlarıyla çok verimli psikolojik destek hizmeti alıp gidebilirsiniz.
Yakınlarınızı, memleketinizi görüp mutlu olmanızın yanında, cebinizde sağlıklı bilgilerle eve gitmenin yerini hangi tatil tutabilir? Üstelik uzman sizin dilinizden anlıyor... sizin değerlerinizi hissedebiliyorsa... İstanbul dışında olup Türkiye’de yaşayan okuyucularımız için de aynı durum geçerli.
Sevgiler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder