24 Kasım 2015 Salı

Çocuğunuz üstün zekâlı olabilir mi?

Nedendir bilinmez, her anne baba en zeki, en yetenekli, en sağlıklı çocuğun kendisinde olmasını istiyor. Çevrenizde hiç gördünüz mü orta zekâda, orta seviyede, ortalama ahlakta, ortalama sağlıkta çocuğa sahip olmak isteyen ebeveyn? Ben görmedim!
İnsan canlısının genel anlamdaki zihinsel kapasitesine “Zekâ” denilir. Zekâ, kişinin muhakeme yeteneği ve yargılama yetisi olarak da tanımlanabilir. Kişinin zeki olduğunu gösteren bazı kriterler vardır. Normal zekâ, konuşurken doğru sözcükleri doğru yerde kullanmak, çağrışımların yerli yerinde gelmesi, sayısal işlemleri kolaylıkla yapabilme, birbirine benzer görünen nesneleri zorlanmadan ayırt edebilme, soyut düşünebilme, gözünde canlandırabilme, geçmiş tecrübelerini yeni olaylara adapta edebilme, sosyal/toplumsal olaylarda fikir yürütebilme, geçmişe bakarak gelecek hakkında süreç analizi yapabilme gibi işlevlere sahip olmayı gerektirir. Kriterleri gözden geçirdiğinizde, kendinizde pek çoğunun doğal olarak işlediğini fark edeceksiniz, endişelenmeyin!
Çocuğum, üstün zekâlı olabilir mi?
Şimdi sıra geldi “Acaba benim çocuğum üstün zekâlı olabilir mi?” merakınızı gidermeye.  
Yapılan pek çok çalışma üstün zekâlı çocuğun doğuştan itibaren farklılık gösterdiğini söylüyor. Yaşıtlarına göre daha ağır, daha uzun olduklarına dair. Kişisel kanaatim bunun olması gerekmiyor yönünde.
Üstün zekâlı çocukların algılarının çok güçlü olduğunu biliyoruz. Genelde takıntılı davranışla karışan tavırları var. Örneğin takıntılı çocuklar kıyafetlerinin etiketinden, dikişinden rahatsız olur. Benzer şekilde üstün zekâlı çocukların da dikiş izi veya etiketlerden rahatsız olduklarını görüyoruz. Burada ayrıştırıcı tanı, genel olarak başka takıntılarının olmaması yönünde. Kaygı bozukluğuna veya obsesyona giden rahatsız oluşlara temizlik, titizlik, üzerine su damlamasından rahatsız olma gibi farklı etmenler de ekleniyor çünkü.
Yemek beğenmeme, dondurmanın tadını geçen yıldan ayırma, sütünün markası değiştiğinde içmek istememe, daha önce bayılarak yediği mantının lezzetini tutturamadığınız için reddetme vb. gibi ilginç hassasiyetleri olabiliyor. Duyuları o kadar hassas ki, iki farklı zamanda yapılmış aynı ürünün tat ve koku farklılığını hemen hissediyor anlayacağınız.
Bu çocuklar basit matematiği, okumayı yazmayı kendiliğinden öğrenir. Annenin veya babanın eğitim çabası olmaksızın gelişir bu süreç. Sizin karşınıza alıp verdiğiniz eğitimlerden, okul öncesi eğitim programları uygulayarak geliştirdiğiniz çocuktan farklıdır işleyiş, burası önemli yani. Yoksa tüm çocuklar çaba sarf ettiğinizde öğrenir. Üstün zekâlı çocuğa bir şey öğretmeniz gerekmez. Ortalıkta gezinirken öğrenir.
Hafıza ve dikkati gelişmiştir
Uzun süre belirli bir faaliyetin üzerinde yoğunlaşabilir. Daha önce gördüğü şeyleri unutmaz veya kolay hatırlar. Algısı çok iyidir.
Pek çok konuda akıl yürütebilir. Yolda gördüğü insanlar, haberlerde duyduğu olaylar ve sizin yorumunuz gibi pek çok sosyal konuda fikir üretebilir. Olanları izlediğinde akıl yürütmeye başlar. Hatta çok kere onun gerisinde kaldığınızı düşünürsünüz. Burada geride kalış durumu önemli. Bazı anne babalar maalesef kendisini geliştirmek ve dijital çağın çocuklarına yetişmek konusunda o kadar geri kalmış durumda ki, normal zekâya sahip çocuğunu üstün zekâlı zannediyor. Düşünün! Biz çocuğun gerisinde kalırsak, onu ileri gitmiş zannederiz. Ebeveyn zaten iyi durumda ve ona rağmen çocuğunun gerisinde hissediyorsa üstün zekâdan bahsedebiliriz.
Yaşıtlarına göre konuşma yetenekleri ve kelime hazineleri gelişmiştir. Gerçi bazı üstün zekâlı çocukların asosyal ve konuşmayı sevmeyen yapı içinde olduklarını söylemek de mümkün.
Bu çocuklarla sorun yaşadığınızda onlarla gerçeği konuşarak sorunu çözmeniz kolaydır. Farklı konulara ilgisi olan, araştırmayı seven yanları öndedir. İnanılmaz hayal gücü ile sizi şaşırtır veya “Saçmalama oğlum/kızım” dedirtir.
Çok kereler dikkatleri kolay dağıldığı, hızlı öğrendikleri için kolay sıkıldıkları, derste sorun çıkarıyor göründükleri, aşırı hareketli olma eğilimi sergiledikleri için şikâyet edilen çocuklar şeklinde bize getirilirler. Sınıfın yaramazı olma ihtimalleri yüksektir.
Burada ayrıntı önemli! Her yaramaz çocuk üstün zekâlı değildir. Tek başına üstün zekâlı olması övünülecek bir durum değildir. Önemli olan çocuğumuzun duygusal farkındalığının geliştirilmesi ve meraka dayalı olumsuz davranışlarının doğru şekilde kanalize edilmesidir.
Bana sorarsanız iyi kanalize edilmemiş bir “üstün zekâ” sorunlu olabiliyor. Duygusal donanımı yüksek, empatik duyguları gelişmiş normal zekalı çocukların çok daha mutlu ve başarılı olduklarına defalarca şahit oldum. Nice üstün yetenekli çocuğun ise heba edildiğine üzüldüm.
(Bu konuya perşembe günkü yazımda devam edeceğim...)
Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder