24 Kasım 2015 Salı

Çocukta manevi yaşam nasıl oluşturulur? (1)

Biliyoruz, aylardır size yazılar yazıyorum işinize yarasın diye. Bazı konuları kendim seçiyorum, gelen vakalar, yaptığım terapilerden. Bazı konuları sizden gelen sorularla hazırlıyorum.

İşte onlardan birisi. Öyle çok soruyorsunuz ki bu konuyu;  “Çocukta sağlıklı dini hayat nasıl oluşturulur? Allah’tan korkan, kuldan utanan, iyi Müslüman bir çocuk yetiştirmek istiyorum. Ne yapmam gerekir?” diye.
Fazlasıyla önemli bir mesele, çünkü çocukta dini hayat oluşturacağım diye yanlışlıklar yapıyoruz milletçe bol bol. Ardından çocuklarımız ne istersek, tersini yapan hayatlar yaşamaya başlıyorlar. Alkol istemiyorsunuz, köprü altlarında içiyorlar… İbadetlerini yapsınlar istiyorsunuz, işkence etmişsiniz gibi tepki koyuyorlar. O zaman bir şeyler yanlış gidiyor. Hatta bebekliklerinden itibaren bazı şeyler yanlış başlatılıyor.
Öncelikle size önemli bir hatırlatma yaparak başlamam lazım. Çocuğun dini olmaz! Evet, doğru okudunuz, çocuğun dini olmaz! Din, yaşam programıdır. Ve yetişkin hayatımızın dini olur, çocukluğumuzun değil.
Çalıştığım ve danışmanlık hizmeti verdiğim, anne babasının dininden ve inançlarından arkasına bakmadan kaçan gençlerin çoğunda, erken yaşlarda başlatılan zorlama dini ritüeller olduğunu görüyorum. Aile diyor ki; “Mehtap Hanım, biz dindar bir aileyiz. Çocuğumuzu dinimize uygun yetiştirmek için küçük yaşlarda eğitim vermeye başladık. Yedi yaşında namaz kılmaya başladı, sekiz yaşında orucunu tuttu. Altı yaşından sonra camiye gönderdik Kur’an’ını öğrendi. On yaşında kendi isteğiyle(!) başını örttü.”
Peki, aynı çocuk, 23 yaşına gelince ne oluyor da din ve inanç düşmanı gibi davranışlar geliştiriyor hiç düşündünüz mü?
On yaşında örttüğü başını yirmi yaşına gelince açıyor! Üstelik başörtüsü ona on yaşında değil, yetişkin yaşında lazımken. Sekiz yaşında başladığı orucu, yirmi beş yaşında bırakıyor. Üstelik oruç onu sosyal yardımlaşma bilincine ulaştırsın isterken. Yedi yaşında başladığı namazı yirmili yaşlara geldiğinde bırakıyor. Üstelik namaz ona dinin direği diye öğretilmişken.
Çocuğa dini değerler ve İslami hayat, sizinle yaşarken, siz onu büyütürken doğal yollardan öğretilir. Zoraki yaptırarak, küçük çocuklar ağlayarak sabah namazına uyandırılarak değil.  Günümüz çocukları Z kuşağı. Hızlı düşünüyor, aşırı zeki, indigo çocuk bunlar. Soruyor, sorguluyor, araştırıyor. Kafasına yatmayan bir düşünceyi sırf anne babası öyle dediği için kabullenmiyor. “O senin düşüncen senin doğrun. Bu da benim düşüncem ve benim doğrum. Kendi hayatımı senin doğrularınla değil, kendi aklımın doğrularıyla yaşayacağım ben.” Diyor. Böyle düşünen çocuklara gelin de anlatın siz kendi bildiğiniz doğruları, zamanında kendi anladığınız şekliyle.

Sizi bilmem; ama benim hayatımda “Annem babam ne söylüyorsa doğrudur!” inancı vardı. Şimdiki çocuklarda yok! Niye mi?
Çünkü çocuklarınızla duygu ilişkisi kurmak yerine, materyalist bir ilişki kuruyorsunuz. Okul, ders, ödev, başarı, el aleme karşı iyi yetiştirilmiş çocuklar istiyorsunuz. Onlarla geliştirdiğiniz ilişkinin tamamı, dışarıdan nasıl göründükleriyle alakalı. Örneğin çalışkan olsun, ama apartmandaki Ayşe teyzenin hatırını sormayı bilmesin! Size göre sınıfın en çalışkanı olması yeter! Arkadaşlarına zarar versin, ama o çok akıllı bir çocuk, aklından öyle davranıyor diye kendinizi kandırın durun!
Z kuşağı sizin derdinizin farkında! Z kuşağı akıllı. Kendi doğrularını inşa edebiliyor.
Dolayısıyla sizin kendi doğrularınızı onlara aktarabilmeniz için, onların önce ruhuna, sonra davranışlarına erişebilmeniz gerekiyor. Bu ana mantığı söyledikten sonra, çocuklarınıza dini değerler ve dini yaşamı öğretebileceğiniz doğru yollar önereyim maddeler halinde.
Uzun olacağı için yazıyı ikiye bölmem gerekecek. Birkaç madde bugün, geri kalanları Perşembe günü inşallah.

Çocuğunuzun iyi bir Müslüman olmasını istiyorsanız, öncelikle onun “iyi bir insan” olması için çabalayın. Ve çocuğunuzun gelişim dönemi özelliklerine göre doğal aktarımlar yapın. Böylece onları ruhen dini değerleri içselleştirmiş bireyler haline getirebilirsiniz.
Şimdi doğrusunu hemen anlatayım.  Allah’ın bize verdiği evlat nimetini Müslüman bir birey haline getirmek için gerekli yöntemleri gözden geçirelim adım adım. Büyüme dönemi özelliklerine göre neler yapabileceğinizi anlatmaya başlıyorum şimdi;
1. Çocuğu olan aileler bilirler. Minik kuzucuklarımız yavaş yavaş büyümeye başlarlar. Karşılaştıkları her yeni şeyin büyüleyici olduğunu düşünürler. Ortalama 6. aydan itibaren yeni girdikleri ortamlarda, kendilerine farklı görünen kişileri keşfettiklerinde hayretle karışık coşku davranışları yapmaya başlarlar. Her zaman kemirdiği diş rahatlatan ürünlerin yerine değişik bir nesne verseniz mutluluktan zıplayıp dururlar.
Çocuğunuz zaman ilerledikçe dünyayı keşfetmeye başlar. Yolda gördüğü kedilerin arkasına takılmak ister. Konuşmaya başladığında her türlü yenilik için kendine özgü kelimelerle hayret ifadelerini sıralar. Dedim ya, anne-babalar bilirler…
Çocuklar bu büyüme süreci içinde “din” kanalıyla kendi toplumları içinde doğal olarak tanışırlar. Doğaya, çevreye, tabiata olan hayranlık, bilinçaltlarına (Allah’ın hikmeti resmen) zamanla ruhların da yaşamı olduğu hissini vermeye başlar. İçinde büyüdüğü aile, çevre ve toplum ne kadar sevgi dolu, tatlı davranırsa, içinde bir yerlerde çok iyi hissedecektir. İşte o iyi hissediş, ruhsal bir bünyenin varlığını hissetmesine vesile olacaktır. Canı yandığında öptüğünüzde, içinde bir şeylerin acımadığını, durumun taa derinlerde telafi olduğunu hissedecektir. Kısacası ne kadar çok sevilirse anne/babası ve yakın çevresi tarafından, o kadar çok ruhsal alt yapısı sağlam atılacaktır. Dolayısıyla fizik bedeninin dışında, ruhunun varlığını keşfedecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder